AMBLEM / LOGO

Bir kurumun, bir ürünün ya da bir hizmetin yapısını ve niteliklerini tanımlamak üzere tasarlanan görsel simge. Harf, biçim, motif ya da soyut bir simge gibi çeşitli biçimlerde oluşabilen amblemin tasarlanmasındaki karakteristik yan biçimlendirilirken soyutlanmasıdır. Bir amblem tasarlanırken dikkat edilmesi gereken en önemli özellikler, amblemin içeriği doğru yansıtması, yer alacağı ortamlara uyum gösterebilmesi, benzerlerinden farklı olması, uzun yıllar etkisini kaybetmeyecek çağdaş bir anlatımı olması, güven uyandırması, kullanışlı olması ve en önemlisi akılda kolayca yer edebilmesidir. Tasarlanmış bir amblemin başarısı, konuşma dilinden bağımsız olarak ve açıklamaya gerek kalmadan anlaşılması, kolay tanınabilir ve anımsanabilir olması gibi çeşitli etmenlere bağlıdır. Bir amblem bu nitelikleriyle uluslar arası boyutlarda anlaşabilme özelliğine sahiptir.

Karakteristik niteliklerine göre amblemler :

  1. Ticari amblemler
  2. Hizmet amblemi
  3. Kalite damgası                             
  4. Simgesel amblem
  5. Simgeler, olarak beşe ayrılırlar.

Ticari amblem; harf, biçim, motif ya da simgeden oluşup, ürünle birlikte kullanılırken, hizmet amblemi; banka, posta idaresi gibi hizmet veren kuruluşlar tarafından kullanılır. Kalite damgalan ise yalnızca devlet izniyle kullanılan amblemlerdir. Kuruluşa kurumsal bir kimlik kazandırmak ve ürünlerin tek kaynaktan çıktığını belirtmek için hazırlanan amblemler simgesel amblemleri oluşturur. Simgeler kentlerin ya da bir birlik oluşturmuş toplulukların kimliklerini simgelemek vb. için hazırlanan soyutlamalardır. Amblemler görsel anlatım açısından değerlendirildiğinden harflerden, kuruluş hakkında bir imaj veren biçimden,harf ve resimsel biçimin birlikte kullanıldığı soyut motiflerden olmak üzere, yerine göre çeşitli biçimlerde tasarlanır.

Amblem kavramı insanlık tarihinin ilk zamanlarına kadar uzanan bir süreç boyunca var olagelmiş ve çeşitli gelişmelere uğrayarak günümüzdeki biçimini almıştır. Tarihin ilk dönemlerinde simgesel nitelikte işaretler biçiminde ortaya çıkan örnekler, ilk önceleri mağara duvarına çizilmiş olan hayvan resimleri olarak, daha sonraları Mısır uygarlığında hiyeroglif, Mezopotamya da çivi yazısı ve damgalar biçiminde, çeşitli amaçlar için kullanılmıştır. MÖ 5-4. bin yıllarda Akdeniz çevresinde ki ticaretin gelişmesine paralel olarak tanıtıcı işaret kullanımının yaygınlaşmasıyla Mısır mezarlarında ve Yunanistan’da Korinthos çevresindeki sanat yapıtlarında bazı simgeler yer almaya başlamıştır. Bu semboller, an, aslan başı gibi biçimlerden meydana geldiği gibi geometrik biçimler içine yerleştirilmiş üretici adlarından oluşan örneklere de rastlanmıştır. 12.yy da Ortaçağ Avrupa’sındaki toplumsal gelişmeler, özellikle Bati Avrupa’da ticaret yaşamının yoğunluk kazanması, üreticiyle ticaret adamının ayırt edilmesini gerekli kûmca, tanıtıcı işaret kullanımı gündeme gelmiş ve yaygınlık kazanmıştır. Öte yandan ürünlerin deniz yoluyla taşınması sırasında meydana gelen kazalar ve korsan baskınlarından tekrar tanınabilmesi için aynı zamanda ürüne bir kimlik ve prestij kazandırmak gibi tecimsel kaygılar tanıtıcı işaret kullanma gereksiniminin doğmasında önemli etkenler olmuştur. Bu dönemde ticari belgelere amblemler konmuş ve büyük tüccarlar kendi işaretlerini kullanmışlardır.

14.yy da Avrupa’da lonca sisteminin ortaya çıkması, 15.yy da ise yaygınlaşmaya başlayan yayın evleri tanıtım işaretlerinin gelişmesinde etkili olmuşlardır. Lonca sisteminde tanıtım işaretleri, taklit edilme ve kalitesiz mallara karşı, kullanımı zorunlu bir garanti belgesi haline gelince, ürünün nitelik, standart, üretim tekniği gibi özelliklerini yansıtan bir işlev üstlenmişlerdir.

15.yy in ikinci yarısına kadar kitaplarda yayın evi amblemlerine rastlanmazken, bu dönemden başlayarak hemen tüm yayınlarda yayın evi işareti yer almıştır. 1457’de ilk kez bir kitapta kullanıldıktan sonra yaygınlaşan yayın evi işaretleri daha sonraları yayınevleri için tanıtım işaretlerinin kullanılmaya başlamasında önemli rol oynamış, endüstrileşmeyle ortaya çıkan birçok kuruluşa da öncülük etmişlerdir. 18.yy da deniz taşımacılığı alanında gemicilik kuruluşlarının çoğalmasıyla, amblemler yelkenlere işlenerek, taşman yükü tanıtma, geminin hangi ticaret kuruluşuna ait olduğunu belirleme işlevini üstlenmişlerdir. Bu amblemler giderek çeşitlenmiş, yaygınlaşmış, günümüzde bir üreticinin, bir kuruluşun simgesi olarak her alanda kullanılmaya başlanmıştır.

*Alıntıdır.

Yorum bırakın

Filed under Uncategorized

Yorum bırakın